Irkçılık ve öjenizm ilişkisi, insanlar arasındaki belirli farklılıklardan kaynaklanan bir sonucun tezahürü olmaktadır. İnsanların geçmişten bugüne dek taşıdığı genetik DNA’ları bulunmaktadır. Irkçılık kavramı, aşırı ve zararlı bir milliyetçilik güdümünde gelişmiş ve hastalıklı bir konuma gelebilmiştir.
İlerleyen teknolojilerle birlikte, DNA keşifleri ortaya çıkmış ve akabinde ırkçılık yaygınlaşmıştır. Harvard Üniversitesi’nden Richard Lewontin’in araştırmaları neticesinde genler sebebiyle ırkların tamamına ulaşabilmek düşük bir ihtimal olarak görülmüştür. Ancak, bilimin bu konudaki yaklaşımı objektif değerde tutarlı sonuçlar verebilmektedir.
Irksal Varyasyonlar ve DNA Gelişimi
Harvard’dan Lewontin’in açıklamalarına göre, çeşitli topluluklarda protein ve kan varyasyonları analiz edilmiş ve bunun sonucunda insanlar arasındaki temel değişimin %90’ı ırklar mantığı içerisinde, %10 ise, ırklar arasında olduğu dile getirilmiştir. 1997 yılında Guido Barbujani tarafından teyit edilen bu söylemin, tartışılması gereken pek çok noktasının olduğu da bilinen bir gerçektir.
Ojenizm Bakış Açısı
Irkçılığın tarihsel gelişimi ve yaygınlığı, ojenizm tarafından belirli ölçülerde anlaşılır kılınmaya çalışılmıştır. Ojenist söylemin belirttiği üzer; devletin kanunları çıkarması zenginleşen elit kesimi desteklemek zorundadır. Zayıfların kısırlaştırılması, nesillerin devamının önüne geçilmesini de sağlayabilmektedir.
Öjenistlerinlerin, öjenizmi belirli bir devlet politikası mantığıyla kavraması, bazı noktalarda başarılı sonuçlar elde etmelerini de sağlamıştır.
Öjenistlerin, kültürel ve fiziki mekanı hesaba katmadığı, sosyal bozukluk, suç oranları ve davranışların genlere olan etkisinin sıkı bir yönetimle aşılacağı inancının var olduğu söylenmektedir. Yanlışlıkla ortaya çıkmış bu düşüncenin, insancıl meziyetleri kabul etmediğini ve toplumlar üzerindeki derin etkilerini hesaba katmadığını söyleyebiliriz.
Irkın İnsan Üzerindeki Etkileri
Bilimsel araştırmaların sonucunda ortaya çıkan verilerde, DNA analizlerinde siyahi, beyaz, hispanik ve doğu Asyalı şeklinde dört grubun ortaya çıktığı gözlemlenmiştir. Ancak, konunun buradan ileriye gidemediğini de eklememiz gerekiyor. Irkların temel genomundan yola çıkarak zeka kıyaslaması yapmak, siyahilerin ya da beyazların birbirinden ayrı farklılıklar barındırdığını söylemek doğru olmayacaktır.
İnsan topluluklarının ilk çağlardan beridir, sürekli olarak göç, savaş ve yerleşime dayalı hayat yaşaması, belirli ırkların da dönüşümlere tabii tutulması anlamına geliyor. Öjenizm ve ırkçılık ilişkisi de, bu noktada kendisini göster